Değer Tanımları Listesi
Açgözlülük: Mala, yiyeceğe veya içeceğe doymamak.
Acımak: Bir kişinin veya hayvanın içinde bulunduğu kötü duruma üzülmek.
Adalet(sizlik): Herkese kendi hakkını vermek./vermemek.
Affetmek: Kişilerin kusurlarını hoşgörü ile karşılamak, kusurları yüzünden kişiye ceza vermekten vazgeçmek, kişiyi bağışlamak.
Aile içi sevgi ve saygı: Annenin, babanın ve kardeşlerin birbirlerine yakın ilgi ve bağlılık göstermesi.
Aile: Annemiz, babamız ve varsa kardeşlerimizle oluşturduğumuz toplumun en küçük birimi.
Aklını kullanma: Gerçeği iyi görmek ve ona göre davranmak.
Arkadaş Canlısı (Dostluk): Arkadaş edinmekten ve arkadaşları ile zaman geçirmekten mutluluk duyan.
Arkadaşlık: Arkadaşların birbirlerine karşı sevgi ve anlayış göstermesi.
Azim: Başarmak için kararlılıkla çalışmak.
Bencillik: Bir kimsenin hep kendi çıkarlarını düşünmesi. Kendi çıkarlarını ön planda tutması.
Çalışkanlık: Bir şeyi öğrenmek veya yapmak için emek vermek.
Cesaret: Tehlikeli veya güç bir işe atılırken kişinin kendinde bulduğu güven duygusu.
Çevre: Önce kendini sonra yakın çevreni ve sonra da ülke ve dünyayı temiz tutup korumak.
Cimrilik: Sahip olduklarını paylaşmak istememek, malını kimseye vermemek.
Cömertlik: Malını, parasını, eşyasını ihtiyacı olan kimselere vermekten mutluluk duymak.
Değer Bilme: Bir şeyin değerini anlamak, kıymet bilmek.
Doğa: Doğanın güzelliğinin ve kendine has dengesinin farkına varmak, ekolojik dengenin bozulmaması ve hayvan nesillerinin tükenmemesi için çaba sarfetmek.
Dürüstlük: Sözünde ve davranışlarında doğruluktan ayrılmamak.
Düşüncesizlik: Davranışın ortaya çıkarabileceği sonucu düşünmeden hareket etmek.
Duyarlılık: Çevresinde olan olaylara ilgisiz kalmamak, hassas davranmak ve üzerine düşen görevi yapmak..
El birliği: İstekle bir işi yapmak için bir araya gelmek.
Empati (Duygudaşlık): Kendini başka bir kişinin yerine koyup düşünebilmek.
Farklılığı kabullenme: Irk, din ve cinsten kaynaklanan farklılıkları kabullenmek ve bu farklılıklara rağmen aynı olduğumuzu hissetmek.
Fedakârlık (Özveri): Bir amaç uğruna veya gerçekleştirilmesi gereken herhangi bir şey için kendi çıkarlarından vazgeçmek.
Güven: Bir kimseye/şeye inanmaktan, dayanmaktan dolayı tehlikede bulunmamak, rahat hissetmek.
Güvenilir olmak: Sözünde ve davranışlarında doğruluktan ayrılmamak, itimat edilen kimse olmak.
Hayal gücü ve Yaratıcılık: Hayal kurmak, kalıpların dışında düşünmek ve yaratıcı olabilmek.
Hoşgörü: Kişi veya olaylara olabildiğince anlayışla yaklaşmak.
Huysuzluk: Çevresindeki kişilerle uyumlu davranmamak.
İmrenme (Özenme): Başkasında olan bir şeyin kendisinde de olmasını istemek.
İnanç: Bir düşünce, fikir veya olaya gönülden inanmak.
İş Birliği: Bir işi yakınlarından ya da arkadaşlarından yardım alarak birlikte yapmak.
İş Bölümü: Bir işi, iki ya da daha çok kişi arasında paylaşarak yapmak.
İyilik (Yardım): Karşılık beklemeden yardım etmek.
İyilikbilmezlik (Nankörlük): Yapılan iyiliği önemsememek veya iyiliğe kötülükle karşılık vermek.
İyimserlik: Her düşünce ve işi iyi olarak değerlendirmek, kötüye yormamak ve ümidini kaybetmemek.
Kabalık: Kişilere kibar davranmama, saygısızca davranma.
Kabalık/Bencillik: Kendi isteklerini ve çıkarlarını ön planda tutup ona göre davranmak.
Karamsarlık: Her şeyi kötü görmek, her şeyi kötüye yormak.
Kararlılık: Bir işi yapmayı sürdürmekte ısrarcı olmak.
Kendini kabullenmek: Kendindeki hata ve kusurlarla birlikte huzurlu ve kendinle barışık yaşamak.
Kibir: Kendini başkalarından üstün tutmak, beğenmek.
Memnuniyetsizlik: İçinde bulunulan durumdan hoşnut olmamak.
Merak: Bir şeyi anlamak veya öğrenmek için duyulan istek.
Merhamet: Bir kimsenin veya bir canlının kötü durumundan dolayı üzüntü duymak, yardım etme isteği içinde olmak.
Minnet-Şükür: Sahip olduklarının veya içinde bulunduğu durumun farkında olup, mutlu olmak.
Misafirperverlik: Misafirlerine iyi davranmak, onları iyi ağırlamak ve kendisine misafir gelmesinden hoşlanmak.
Nezaket (iyilik): Başka kişilere karşı saygılı ve ince davranmak.
Öfke: Kişiye kızdığımızda hissettiğimiz duygu
Öfkeyi kontrol etme: Saldırgan bir tutum takınmadan, öfke duygusuyla başa çıkmak.
Öğrenme: Bir konuda bilgi edinmek.
Ön Yargı: Bir kimse veya bir şeyle ilgili olarak önceden edinilmiş olumlu veya olumsuz görüş.
Öngörü: Bir olayın gerçekleşeceğini önceden düşünüp o olayla ilgili karar vermek.
Öz Güven: Bireyin kendisinden memnun olması, kendisi ve çevresiyle barışık yaşaması.
Özel hayata saygı: Başkalarının yaşam alanlarına saygılı olmak.
Özlem: Bir kimseyi veya bir şeyi görme, kavuşma isteği.
Paylaşma: Aralarında bölüşmek, pay etmek.
Pişmanlık: Yaptığı bir işin ya da davranışın olumsuz sonucunu görerek üzülmek.
Pozitif Düşünme: Problemlerin çözüleceğine inanmak, çaba harcamak.
Sabır: İstenilen bir şeyin olmasını beklemek.
Sadakat (bağlılık): Bir kişiye içtenlikle bağlanmak, kuvvetli bir dostluk kurmak.
Sağlıklı Yaşam: Sağlıklı olmak için doğru beslenmeye ve yeteri kadar egzersiz yapmaya önem vermek.
Savurganlık: Sahip olunanları gereksiz yere harcamak.
Saygı: Başka kişilere karşı ölçülü, nazik ve sevgi ile davranmak.
Sevgi: Bir kimseye ya da bir şeye karşı yakın ilgi ve bağlılık duygusu.
Sorumluluk: Kişinin kendi davranışlarını ve sonuçlarını üstlenmesi.
Sorumluluk duygusu: Kendi sorumluluklarının farkına varmak, sözünde durmak, kararlaştırılan zamanda, bulunması gereken yerde olmak.
Tedbir: Kötü ya da yanlış bir sonuç doğmaması için alınan önlem.
Tokgözlülük: Malda gözü olmamak.
Umut: Bir olay veya işin istenilen şekilde sonuçlanacağına inanmak.
Vatan Sevgisi: Üzerinde doğup büyüdüğü ve hayatını geçirdiği topraklar için gerektiğinde hayatını verecek kadar çok sevgi ve bağlılık duymak.
Vefa: Yapılan iyilikleri unutmamak, değerini bilmek.
Yardımlaşma: Yakınların veya arkadaşların birbirlerine yardım etmesi.
Yardımseverlik: Kişinin yararı için ihtiyacı olan iyiliği yapmak.
Zorbalık: Bir kişiyi istemediği şeyi yapmaya zorlamak.
Zorbalık/Nezaket: Diğer insanları fiziksel ve(ya) duygusal yönelimlerle incitmeye karşı arkadaşça ve kibarca davranmak.